İZOLASYON SÜRECİNDE ÇOCUKLARIMIZIN KAYGI VE KORKULARI

Korona virüsünden dolayı biz yetişkinler ve çocuklarımız daha kaygılı stresli günler geçiriyorlar. Çocuklarımızın ne olduğunu tam olarak bilemediği bu virüsle ilgili kaygıları korkuları olabilir. Ancak çocuklar biz yetişkinler gibi kaygılarını sözcüklerle dile getiremezler. Biz yetişkinler kaygılandığımızda güvendiğimiz kişilerle kaygılarımız ı korkularımızı paylaşırız ve biraz olsun rahatlarız. Çocuklar kaygılarını beden diliyle veya davranış problemleriyle biz ebeveynlere yansıtmaya çalışırlar. Kaygılı hisseden çocuk bu dönemde içine kapanabilir, daha çok öfke hissedebilir, saldırgan davranışlarda bulunabilir, daha çok inatçı olabilir, ebeveynine her zamankinden fazla bağımlı ı olabilir

Çocuklar kaygılı olduklarında bazı şeyler hakkında gergin hissederler. Çocuğunuz kaygılandığında bunu düşüncelerinde ve vücudunda hissedebilir. Kalbi hızla atabilir, midesi kötüleşebilir, başı ağrıyabilir, olumsuz düşünceleri daha çok düşünmeye başlayabilir.    

Çocuğunuzun kaygılandığında daha iyi hissetmesini sağlayacak bir süper gücümüz var. Bu süper gücün adı; “Kendine sarıl.”. Çocuğumuza   bu etkinliği şöyle yaptırıyoruz: Çocuğumuzun adı Mert olsun.

“Mert’ciğim gözlerini kapat, kendini mutlu ve huzurlu hissettiğin bir yeri düşün. Örneğin annen ve babanla yumuşacık bir battaniye altında sarılmış film izliyorsunuz ve sıcak çikolata içiyorsunuz. Battaniyenin yumuşaklığını, anne –babanın seni kucaklamasının sana kendini nasıl hissettirdiğini, elindeki sıcak çikolatanın tadını ve annenlere yaslandığındaki kalp atış seslerini gözünde canlandır. Sonra kollarını birbirine kavuşturarak   bu düşündüğün huzurlu ana sıkıca sarıl. Böylece bu an sonsuza kadar kalbinde kalacak. Ne zaman korksan   o an kalbinde duruyor olacak. İstediğin zaman göğsüne dokunup bu süper gücü hissederek daha huzurlu güvende hissedebilirsin.” Diyoruz.

Çocuklarımız bu izolasyon sürecinde   her an anne babalarıyla beraberler… Yetişkinler de önceye nazaran daha kaygılı ve stresliler. Çünkü bu virüs salgını daha ne kadar sürecek ne zaman bitecek, virüs ailemize bulaşır mı gibi kaygıları var. Bu nedenlerle ebeveynlerin bu süreçte rahat ve sakin   olmaları gerekiyor ki kaygıları çocuklarına bulaşmasın. Çocuklarımız yanlış davranışta bulunduklarına genelde hemen abartılı tepkiler veririz. Bunlar, bağırmak, dayağa başvurmak, ceza vermek gibi sert tepkiler şeklinde olur. Çocuğunuzun yaramazlığına yanıt vermeden önce kendinize bazı sorular sorabilirsiniz.

-İlk sorumuz: “Çocuğum niçin böyle davrandı?”

Varsayımlarda bulunmak yerine, bu yaramazlığın ardında ne olup bittiğine bakmalıyız. Her olumsuz davranışın ardında   mutlaka karşılanmamış bir ihtiyaç vardır bunu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. Bunu anlarsak çocuğumuza karşı daha tesirli ve şefkatli yanıtlar verebiliriz.

 -İkinci sorumuz: “Ona şu an ne öğretmek istiyorum? “

Disiplinin hedefi ceza vermek değildir, ona bir ders, doğru davranış öğretmektir.

Üçüncü sorumuz, “B dersi u en iyi nasıl öğretebilirim? “Örneğin siz ders çalışırken veya bir şey okurken dört yaşındaki çocuğunuz sizin kolunuza vurdu. Aslında o anki ihtiyacı ilgi ve sizin tarafınızdan görülme isteğiydi. Bu ihtiyacını sözcüklerle ifade edemediği için size vurdu. Ona ne öğretmek istiyorsunuz? Aslında çocuğunuzun öfkesini kontrol altına almasını sağlamak istiyorsunuz. Onu kendinize çekerek şöyle denmeli: “Biliyorum canım, senin için beklemek çok zor, haklısın. Seninle oyun oynamamı istiyorsun ve ben kitap okurken bana kızıyorsun değil mi? “ diyebilirsiniz. Ne yaptık onunla güvenli bir bağ kurduk, onu anlayan bir yerden iletişim kurduk.

Sonrasında onunla konuşabilirsiniz. Çocuğunuz sakinleştiğinde göz teması kurup, onun seviyesine inip vurmanı güzel bir davranış olmadığını, ihtiyacını yani ne istiyorsa söylemesi gerektiğini konuşabilirsiniz. Bu anlattığım yaklaşım daha büyük çocuklarda da işe yarar.

Çocuklarınızın korona virüsüyle ilgili kaygılarını korkularını dile getirmeleri ve kendilerini daha güvende hissetmeleri için bir başka önerebileceğim etkinlik şöyle;

 Çocuğunuzun   masasına büyük boy bir resim kâğıdı ve renkli kalemler koyun.  Çocuğunuza korona virüsün bir resmini çizmesini söyleyin. Bu resmi çizerken sadece onu gözlemleyin, ona eleştiride bulunmayın. Resmi bittikten sonra  “En çok siyah renk kalemi kullanmışsın.” Resmi kendi istediğin gibi çizmişsin. “Resmi çizerken oldukça çabaladın.” diyebilirsiniz. Sonrasında çocuğunuza soracağınız sorular şöyle olmalı;

Ona bakınca ne hissediyorsun?

Bu duyguyu bedeninde en çok nerede hissediyorsun?

Bu virüsle nasıl baş edebilirsin? Örneğin ellerimi daha çok yıkayabilirim, evde kalabilirim, daha sağlıklı beslenebilirim diyebilir. Çocuğunuz bu cevapları resminin bir bölümüne çizebilir veya yazabilir.

 Bu virüsü nasıl etkisiz hale getirmek istersin veya onu nasıl yenebilirsin? denebilir. Bu cevabı kendisi bulamazsa öneriler sunabilirsiniz, örneğin virüsü komikleştirebilirsin, küçültebilirsin, üzerini karalayabilirsin, kalemle her yerinde delikler açabilirsin, makasla parça pinçik edebilirsin, kağıdı yırtıp üstünde tepinebilirsin sonra da çöp kutusuna atabilirsin denebilir.

Çocuğunuzun çözemediğiniz sorunları olduğunda, online ebeveyn danışmanlığı veya online deneyimsel oyun terapisi desteği alabilirsiniz.

Ülkemizin bu pandemiyi sağlıklı bir şekilde atlatabilmesi ve güzel sağlıklı günlerde buluşabilmemiz dileğiyle…

PSİKOTERAPİST KIVANÇ TIĞLI BULUT